Sualin ikinci şıkkı: “Sen, bir mektubunda, şâirâne bir lâtifeyi -yani kuşların, mektublarını yazmak ve okumak zamanında yanınıza ve şâkirdlerin yanına gelmelerini o lâtifeyi- ciddî bir tarzda kardeşlerine yazdın. Halbuki o kuşlar, hâl-i âlemi ve Risâle-i Nur’un hâdisâta karşı faidesini bilecek mahiyetinden uzaktırlar?” Elcevab: Emir ve izn-i İlâhî ve havl ve kuvvet-i Rabbânîye ile, umum hayvanatın melâikeden bir çobanı, bir nâzırı olduğu gibi; kuş taifesinin de bir çobanı var. Onlar bilmese de, emr-i İlâhî ile ve ilham-ı Rabbânî ile çobanları, onları sevkeder. O sevk-i fıtri ise, kuşlara gelen ilhama dayanır. Kuşlar, ilhama mazhardırlar ki; yaşı bir günlük bir arı yavrusu, havada, bir gün mesafede gider, o ilham-ı fıtrî ile o sevk-i Rabbânî ile yolunu şaşırmadan dönüp, gelip yuvasına girer. Evet, nasıl ki küre-i arz, Risâle-i Nur ve şâkirdlerine gelen zulme itiraz etti ve cevv-i hava yağmursuzlukla ve soğukla Risâle-i Nur’a gelen tazyikat ve müsadereyi tenkid etti ve bulutlar serbestiyetini yağmurlarla alkışladı; elbette kuş nev’i de alâkadar olabilir. Evet insanın; bir kısım sun’i kuşlarının bir bomba yumurtası ile bir köyü harab edip bin adamı mahveden cinâyetine ve cehennemî zakkum yumurtaları taşıyan o insanî kuşların tahribçi kısmını; hem küre-i arza, hem nev-i beşere müstebidane, merhametsiz tahribatına karşı, bu hayvanî kuşlar, te’sirli bir sûrette istikbali tenvir eden Risâle-i Nur’u elbette ma’nen tebrik edip alkışlar, diye sûretindeki hadise, gerçi çok tatlı bir lâtifedir, fakat çok ince bir hakîkat dahi içinde var. Kardeşlerim! Bu def’a Meyve Risâlesinin tam kıymetini bilen ve kendine “Meyveci” nâmını veren Risâle-i Nur santralcısının yazdığı mektub beni çok memnun eyledi. Çünkü; Hulusî, Hakkı gibi yirmi seneye yakın bir zamandanberi mabeynlerinde olan samîmane dostluk ve kardeşlik tam devam ve sebat ettiği gibi; onların Risâle-i Nur’a karşı alaka ve irtibat ve sadakatları, aynen mâbeynlerindeki hâlisane münâsebetleri gibi hem devam ediyor, hem metanet kesbediyor. Arızalarla sarsılmıyor. Cenâb-ı Hakka şükrediyorum ki; böyle halis, muhlis ve başkalarına hüsn-ü misal olan sadık şâkirdleri Risâle-i Nur’a vermiş ki, dâimî hakta hulûs ile ve Nur hizmetinde sabır içinde şükrediyorlar. Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||